Gül verin, gülüverin; gülü hak eden anneye-babaya-öğretmene, eşe-dosta, darda kalana, yolda kalana,
gönlü buruk olana ve pîr-i fâniye… “Sevdiklerinize gül verin; gülünüz yoksa gülüverin.” (Hz. Mevlana)… Gül,
gönülden verilince, yüzler güler… Gül, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in sembolü… Gül (Farsça gul);
sarmaşık ve baston gibi çeşitleri bulunan beyaz, kırmızı, pembe veya sarı renkte çiçekleri olan küçük ve dikenli
bir bitki… Gül, divan edebiyatında sevgilinin simgesi… Gül, tasavvufta vahdet inancının sembolü… 15.
yüzyılda gül, İngiltere'yi kontrol etmek için savaşan hiziplerin sembolü olmuş; beyaz gül York'u, kırmızı gül
Lancaster'ı simgelemiş; bu dönem ‘Güllerin Savaşı’ olarak anılmış… Gülmek, hoşumuza ya da tuhafımıza giden
olaylar, durumlar, sözler vb. durumlar karşısında, yüzümüzün kasılmasının yanı sıra, genellikle kesik kesik,
değişik oranda sesli bir biçimde neşe duygumuzu açığa vurmak… Gülümsemek, güler yüzlü olmak, az gülmek,
gülünç olmak, gülmek, çok gülmek, kahkahayla gülmek, yapmacık gülmek, boş yere gülmek, alay edici, incitici
ve küçümseyici gülmek, güldürmek, boş yere güldürmek fiilleri arasında farklar var elbette…
Tebessüm/gülümsemek, insanın güler gibi olması, hafifçe gülmesi…
Gül ve gülümseme, birbirini tamamlayan ayrıştırılamaz ikili… “Tüm çiçekler içinde bence gül en
güzelidir.” (W. Shakespeare)… Gül’ün hazin hikâyesi… Gül, çok güzel olduğunun farkında olan nadide beyaz
bir çiçekmiş… Bülbül, Gül’ün aşkıyla yanıp tutuşmuş… Gül de, Bülbül’e âşık olmuş… Günün birinde, Bülbül,
Gül’ yanaşmış, aşkını ilân etmek için Gül’ün nârin gövdesine konmuş ve Gül’ün dikenleri Bülbül’ün kalbine
batmış… Bülbül ölmüş; Bülbül’ün kalbindeki yaradan Gül’ün dibine dökülen kanı, Gül’ün damarlarına yayılmış,
Gül’ün beyaz olan rengini kırmızıya dönüştürmüş… Gül, o zaman beri aşkını kırmızı açarak hep dillendirmiş
durmuş… Kırmızı olmayan güller ise ‘Gül ile Bülbül’ aşkının pembe bulutlarda yaşamaya devam ettiğinin
göstergesi olmaya devam etmiş… Gül, dikeniyle acıtır; kokusuyla gülümsetir… Gül dikene mi, diken güle mi
katlanır? Bilen bilir, dikensiz gül olmaz; dikensiz gül koklanmaz… Her diken de gül vermez… Gülün dostu
dikendir; gül solup gitse de diken dimdik durmaya devam eder… Mesele, ‘gül ve bülbül’ olabilmek meselesi…
Yeter ki, gül olabilelim; utanan, uğruna ötmeyen bülbül olsun… Hayat bu… Bilmeyen, görmeyen; gülün
güzelliğini göremez, gider dikenine takılır… Gül; bülbül olmadan güzel olsa, güzel koksa ne çıkar? Gülün
kıymeti olmaz, âşık ve mâşûk olmasa… Gülü seven, elbette dikenine katlanır… Dostluk gül olmaktır, yaprağı ile
dikeni ile…
Gülüvermek, niyetin güzel ya da çirkin olmasına göre değerli veya değersiz… Meselâ, en kötü gülme
biçimi, insanın biriyle alay etmesi… Gülmek, sevincin veya psikolojik açıdan rahatlamanın bir ifadesi olarak
dişlerin görünecek biçimde yüzün gerilmesi… Gülmenin hafif derecede olanı, gülümseme/tebessüm; yüksek
sesle olanı, kahkaha… Gülümsemek, güler yüzlü olmak, az gülmek, gülünç olmak, gülmek, çok gülmek,
kahkahayla gülmek, yapmacık gülmek, boş yere gülmek, alay edici, incitici ve küçümseyici gülmek, güldürmek,
boş yere güldürmek fiilleri arasında farklar var elbette… Gülüvermek, gülümsemek kişiliğimizin imzasıdır;
doğru ve etkili iletişim kurmamızda engelleri yıkan karakterimizin yansımasıdır… En mahzun ve en kızgın
olduğumuz anda, endişelerimizin, öfkelerimizin üstesinden gelebilmenin sinerjik etkisi olan sihirli ilacıdır
gülüvermek… “Tebessüm/gülümsemek, kana en hızlı karışan ilaçtır.” (Charlie Chaplin)… Mâlum, “Yeryüzüne
üç cemre düşermiş, yâr yüzüne bir tebessüm düşünce.”… Hayatımızı zehir edip surat asmak ya da
gülüvermek… Tercihlerimize göre yaşarız… “Güler yüzle insanlara selâm vermen sadakadır… Allah yumuşak
ve güler yüzlü kimseyi sever… Siz mallarınızla bütün insanları memnun edemezsiniz. Öyle ise, güler
yüzlülüğünüz ve güzel huyunuzla onları memnun ediniz… Allah müslüman kardeşine surat asan kimseye
buğz eder… Allah’tan kork ve hiçbir iyiliği küçümseme. Bu, su isteyen birisine kovandan su vermek veya
müslüman kardeşini güler yüzle karşılamak dahi olsa.” (Hadis-i Şerif)…
Elde gül, gönülde gül… Kırmızı, pembe, beyaz, mor, siyah, rengârenk gül… Gülün kokusu olmasa, güle
rağbet mi olur; elimize, gönlümüze dikeni batınca? Gülü ve kalbimizi; gönlümüzün gülüne, kıymet bilen
sevenimize verelim… Gülü taş niyetine, ne dosta ne düşmana atalım… Dosta atılan gül de olsa acıtır… Gülü
sevgimizle sarıp sarmalayıp hem gülüverelim hem gülü verelim… Selam, sevgi ve saygılarımla.
Makale Yazısı-
GÜL VERİN, GÜLÜVERİN…
Yazar Muzaffer Çeven - Mesaj Gönder
Yorum yazarak Manşet Aydın Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manşet Aydın hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manşet Aydın editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manşet Aydın değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Manşet Aydın Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manşet Aydın hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manşet Aydın editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manşet Aydın değil haberi geçen ajanstır.