Yirmi birinci yüzyıl birinci çeyreğindeki olumsuz gelişmelerin, ikinci çeyrekte iyiden iyiye hissedileceği bir döneme girilmesi muhtemel gözüküyor.
Bu olumsuzluklar, her ne kadar siyasi ve ekonomi olarak adlandırılsa da, aslında temel sorun insanilik ve ahlakiliktedir.
Bir önceki yüzyılda geçen olaylardan ders alarak, yeni bir buhrana hazır olmak gerekmektedir
Yirminci yüzyılın başında meydana gelen Küresel buhranı hatırlayalım.
Yirminci yüzyıl insan – toplum yapısı ile günümüz insan – toplum yapısı aynı değildir. Ancak olaylar ve sonuçlar benzerlik taşımaktadır.
Bugün ve bugünden sonra ülkelerin yönetimi ekonomik ve sosyal açıdan kolay olmayacaktır. Liberalizmle birlikte gelişen bireysel özgürlüklerin sürdürülebilirliği ve refah toplum ilkesi temel prensibiyle hareket etmeyen siyasi iktidarların işi zor olacaktır.
Her toplumun amaç edindiği refah düzeyine ulaşmak için belirlenen/belirlenecek olan normların, kural haline getirilmesi, kuralların uygulanması, eşit uygulanması, izlenmesi ve denetlenmesi bu noktada önem arz etmektedir. Buradaki sapmalar, genellikle kriz ile noktalanmaktadır.
Bir devletin krizlere karşı dayanıklılığı; Ekonomik ve sosyal yapının sağlamlığına ve dayanıklılığına bağlıdır. Bu açıdan bir ülkenin hukuk sistemi başta olmak üzere, ekonomi sisteminin, eğitim sisteminin ve denetim sisteminin ihtiyaçlara hitap etmesi gerekir.
Bugünlerde en acil konunun ekonomi olduğunu söyleyenler çoğunluktadır. Elbette ekonomi, toplumsal sistemin sağlıklı yaşaması açısından çok önemlidir. Ancak ondan daha önemli olan sosyolojik yapı ve insan faktörüdür. Toplumsal sistemin sağlıklı işlemesi, insan ve değer ilişkisine bağlıdır.
İnsan ve değer ilişkisinin sağlıklı işlemediği toplumlarda, tüm sistemlerin sağlıklı olması beklenemez. Bu sebeple birinci öncelik insan – toplum gelişmesidir.
Piyasalarda görüyor ve yaşıyoruz. “Aşırı fiyatlandırma”, “rant kollama”, “fiyatların dengesizliği”, “gayrimeşruluk” gibi olumsuz davranışların “ erdem” noksanlığı ile doğrudan ilişkisi vardır.
Yapılması gerekenin/gerekenlerin bilinmeyen bir yanı yoktur.
Ahlakilik ve hukukilik olmazsa olmaz koşuldur.
Buna göre yapısal gereksinimlerim sağlanması gerekir.
Diyeceksiniz ki Yazınızda küreselden başladınız bireysele geldiniz.
Bireysele önem vermek gerekir. Birey geliştikçe toplum gelişir. Birey düzgün davranırsa sistem düzgün işler.
Zerre olmadan küre olmaz!
Her gün duyuyoruz! Makro seviyede iyileşme, makro seviyede fiyat istikrarı, makro, makro, makro... Pekala, ya mikro...
Mikro seviyede iyileşme, gelişme sağlanamadan; makro seviye iyileştirilemez, geliştirilemez!
Sürekli makroyu düşünmek ve makroyu dengelemek, borç yönetmektir.
Bu sarmaldan çıkmak gerekir.
Çıkış yolu;
başta hukuk olmak üzere, ekonomi, eğitim ve çalışma hayatının fırsat eşitliğine bağlı eşitlik, ahlakilik ve insanilik temel değerleriyle garanti altına alınmasıdır.
Makale Yazısı-
ÇIKIŞ YOLU
Yazar İsmail Serinkan - Mesaj Gönder
Yorum yazarak Manşet Aydın Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manşet Aydın hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manşet Aydın editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manşet Aydın değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Manşet Aydın Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manşet Aydın hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manşet Aydın editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manşet Aydın değil haberi geçen ajanstır.