BAŞARIYA HASRET KALDIK

80 milyonu aşkın vatandaşın yaşadığı ülkemizde, 7 bölgeye ayrılmış geniş coğrafyamızda, uzun yıllar boyunca futbolu yaşam tarzı olarak belleyen milletimizde maalesef bu spora damga vuramadı.

Bizden çok daha kısıtlı coğrafyalarda yetişen dünya klasmanı futbolculara bakınca anlıyorsunuz. Türk futbolcuların şu ana kadar ulaştığı en yüksek seviye 'elit' olarak nitelendirilen klasmanın yakınında bile değil.

Sistemsizlik. Altyapılarımızda eğitim yavaş yavaş belli bir seviyeye geliyor. Gelişme yok dersek yalan olur ama gecikmişlik herkesin kabul edeceği bir gerçek. Ne nüfusunuz ne yeteneğiniz... Sisteme dayalı eğitimle geliştirdiğiniz futbolcular sizi dünya arenasına taşıyor.

Dedik ya geniş coğrafya, bırakın Türkiye'yi sadece Akdeniz'den, Ege'den, Karadeniz veya doğu bölgelerinden birini seçip yoğunlaşın milli takım kurabileceğiniz bir potansiyel mevcut ama gel de anlat. Yetenek konusunda hiçbir eksiğimiz yok ama güçsüzüz.

Evet maalesef gerçekten güçsüzüz. Sadece sistem değil beslenme alışkanlıklarımız bile yetersiz. Gönül istiyor ki Arda Güler gibi büyük potansiyele sahip isimleri dünyaya armağan edelim. Yolun sonunda Milli Takımı'mız bulunuyor çünkü. 2022 Dünya Kupası ve ite ite ilerlediğimiz 2008 Avrupa Şampiyonası dışında başarıya hasretiz. Ay yıldızlı forma ile dünyayı titretmenin yolu gençlerimizden geçiyor. Gençlerimize sahip çıkmanın yolu ise eğitimden...