x

MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ

Türkiye'nin geleceğinde önemli bir yere sahip olan "Milli Teknoloji Hamlesi," ülkenin küresel rekabet gücünü artırma ve ekonomik bağımsızlığını sağlama amacı taşıyan kritik teknolojileri geliştirmeyi hedefliyor. Bu yaklaşım, Türkiye'nin teknolojik anlamda nasıl ilerlemeyi planladığını ve hangi konularda atılım yapmayı hedeflediğini gösteriyor. Bu yazıda, "Milli Teknoloji Hamlesi"nin önemi, başarılı örnekleri ve kavramsal temelleri üzerinde duracağız.
Milli Teknoloji Hamlesi ve Strateji Dokümanı
Türkiye'nin "Milli Teknoloji Hamlesi," T.C. Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 18 Eylül 2019 tarihinde yayımlanan "2023 Sanayii ve Teknoloji Stratejisi" dokümanında detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu strateji dokümanı, bilimsel ve teknolojik alanda tekelleşmenin yarattığı sorunlara bir çözüm olarak tasarlanmıştır.
Strateji dokümanına göre, bilim, teknoloji ve refah sadece birkaç ülke veya şirketin elinde toplandığında, bu durum dünya için büyük bir tehdit oluşturur. Bu eşitsizlik, çatışmalara yol açabilir ve dünya barışını tehlikeye atabilir. Bu nedenle, her ülkenin kendi vatandaşlarının verilerini koruyabilmesi ve stratejik öneme sahip teknolojileri kendi kabiliyetleriyle geliştirip üretebilmesi, ulusal egemenliği koruma açısından büyük öneme sahiptir.
Türkiye'nin "Milli Teknoloji Hamlesi" ile hedefi, teknoloji alanında kendi gücünü artırmak ve ulusal güvenliğini sağlamaktır. Bu sayede, Türkiye, bölgesel ve küresel düzeyde insanlık için adalet ve merhamet ilkelerini daha güçlü bir şekilde savunabilecektir. Ayrıca, bu hamle ile Türkiye, diğer ülkelere örnek olacak ve sadece kendi çıkarları yerine küresel çıkarları savunan bir vizyonu benimseyecektir.
"Milli", "Yerli" ve "Özgünlük" Kavramları
Bu strateji dokümanı aynı zamanda günümüzde çok tartışılan "milli," "yerli" ve "özgünlük" kavramlarını da açıklamaktadır. Bu kavramlar, Türkiye'nin teknoloji üretiminde izlediği yolun temel taşlarıdır.
"Yerli" kavramı, coğrafi olarak bir bölgeye ait olanı ifade eder. Türkiye'de yerli imalat, ürünün imalatında kullanılan hammadde, yarı mamul ve işçiliğin büyük bir kısmının ülke içinden temin edildiği imalatı ifade eder. Ayrıca, yerli bir fabrikanın, yabancı sermaye tarafından kurulmuş olabileceği, ancak üretim girdilerinin çoğunu yerel kaynaklardan elde etmişse, ürünü yerli olarak kabul edilir. Üretimde yerliliğe odaklanmak, ithalatın azaltılması ve ihracatın artırılması yoluyla dış ticaret açığının azaltılmasına ve yerli malına olan talebin artmasına katkı sağlar.
"Milli" kavramı, bir ulusa ait olanı ifade eder. Örneğin, milli muharip uçak imalatı, üretiminde ithal girdiler kullanılsa da, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yönetim, karar mekanizmaları ve sermaye ülkeye ait olduğu sürece, üretim milli kabul edilir. Bu nedenle, millilik, ulusal güvenlik gibi stratejik alanlarda öncelikli bir yaklaşım olarak benimsenmiştir. Teknolojinin birçok sektör ve uygulama alanı üzerinde etkisi giderek arttığı için, milli teknoloji ürünlerinin geliştirilmesi stratejik bir öneme sahiptir.
"Özgünlük" ise, bir eserin fikri değer içermesini ve diğer fikirlerden doğrudan etkilenmemesini ifade eder. Sanayi ve teknolojide özgünlük, bir ürünün tasarımından üretimine kadar olan sürecin geliştiricileri tarafından benzersiz bir şekilde yürütüldüğü durumu anlatır. Bu yaklaşım, yerel fikir üretkenliğini ve yenilikçiliği teşvik ederken, stratejik alanlarda, diğerlerinden etkilenmeyen ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun tasarlanmış ürünler ve hizmetler geliştirmeyi mümkün kılar.

Tam anlamıyla "yerli," "milli," ve "özgün" bir teknoloji oluşturmak, günümüz küresel teknoloji ortamında oldukça zorlu bir hedeftir. Çünkü teknoloji, genellikle uluslararası işbirliği ve farklı kaynaklardan beslenir. Ancak herhangi bir ülke, ulusal çıkarlarına ve stratejik hedeflerine yönelik olarak kendi yerli kaynaklarına dayalı teknolojiler geliştirme ve yerel inovasyonu teşvik etme amacıyla çaba göstermelidir. Bu, yerel ekonomiyi destekler, rekabet gücünü artırır ve ulusal çıkarları korurken, tamamen bağımsız teknolojileri geliştirme zorluğunu dikkate alır. Yani, asıl hedef, teknolojik bağımsızlığı artırırken aynı zamanda uluslararası işbirliğini sürdürmek ve mevcut kaynakları etkin bir şekilde kullanmaktır.
Sonuç olarak, Türkiye'nin "Milli Teknoloji Hamlesi," yerli, milli ve özgün atılımları teşvik etmektedir. Bu kavramlar, ülkenin ulusal çıkarlarını koruyarak kalkınmanın anahtarları olarak kabul edilmektedir. Bu yaklaşım, Türkiye'nin teknolojik olarak bağımsızlığını artırmasını, uluslararası arenada daha etkili bir rol oynamasını ve hem ekonomik hem de ulusal güvenlik açısından daha güçlü bir konuma gelmesini hedeflemektedir. Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye'nin bu hedeflere ulaşmasına yardımcı olan kilit adımları atmaktadır ve yerli, milli ve özgün teknoloji ürünlerinin geliştirilmesine odaklanmaktadır. Bu hamle, Türkiye'nin ulusal güvenliğini sağlama, ekonomik büyümeyi teşvik etme ve küresel teknoloji rekabetindeki yerini güçlendirme yolunda atılmış büyük bir adımdır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Dr. Yusuf Özer - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Manşet Aydın Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manşet Aydın hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manşet Aydın editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manşet Aydın değil haberi geçen ajanstır.



Anket Aydın'da hangi ismi belediye başkan adayı olarak görmek istersiniz?
Tüm anketler