CUMHURİYET Mİ DEDİNİZ?

Cumhuriyetin ilanının 100. yılı ve tüm ülkede coşkuyla kutlanıyor. İyi, güzel ve hoş ama toplumumuz idrak noktasında öyle bir noktaya getirmişler ki,
neyi, neden ve nasıl kutladığımızı bile bilmiyoruz.

Ne demek Cumhuriyet? Cumhuriyet, siyasi gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir devlet yönetim şeklidir. Başka bir değişle; ulusun, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimine Cumhuriyet denirmiş.
Bu evrensel pencereden bakınca, aslında bugün kutladığımız Cumhuriyet ile ilk defa 10 Aralık 2014 tarihinde müşerref olduğumuzu söylemek mümkün.
Nitekim o güne kadar bu ülkede koltuk kapan hiçbir siyasetçiyi doğrudan millet seçmedi. Tanımadığımız, yüzünü bile görmediğimiz, aslını, astarını, cibilliyetini bilmediğimiz insanlar arasında seçim yapmak zorunda bırakılmamızın adı Cumhuriyet olamaz.

Bütün siyasi partilerin adaylarını "meçhul bir güç" belirler, önümüze koyar ve topyekun milleti o muamma şahsiyetler arasında seçim yapmaya zorlarsa,
Demokratik Cumhuriyet adı altında Oligarşi ile sağılan sürü efradından mütevellit bir toplumu yöneten rejimi kutsayacak kadar sapıtmamız ihtimal sınırlarına dahil oluverir.

E, efendim milletvekili adaylarını delegeler belirliyor" diyenleri duyar gibiyim. Peki delegeleri kim belirliyor? Genel başkan! Genel başkanı kim belirliyor? Delegeler! Halk bunun neresinde?" sorusunun cevabı yok ve hiç olmadı/olamaz, zira aklın sınırlarıyla izah edilemeyecek kısır bir döngüdür bu!
Peki 10 Aralık 2014 ne alaka?" sorusuna cevap ararsak, milletin ilk defa tercihini doğrudan kullandığı bir hakikate vasıl oluruz. O gün ilk defa şu necip millet; arada aracı, simsar, komisyoncu olmadan kendi tercihini devletin yönetimine yansıtma fırsatını yakaladı.
Diktatör dedikleri adam" aslında milli iradenin vücut bulmuş halidir, ama gel de sürü efradına anlat. Anlatamazsın, zira ideolojik ilkelerle kuşatılarak analitik düşünme yetisi iğdiş edilmiş saksılar laftan falan anlamazlar. Onlar ancak sembollere tepki verirler.

Retina-korteks bağlantısı koparılarak idrak yolları enfeksiyona maruz bırakılırsa, şifanın yegane adresi ferasette aranır. Çok şükür milletimizde de o içtimai kadim genden sızan sezgiler, hala kendini muhafaza ediyor.
Maazallah ferasete de halel gelirse, gölgesine sığındığımız bayrağın akıbetini tahayyül dahi etmek istemem.
Allah korusun, vesselam!