ALLAH, ŞÜKRETMEYİ BİLMEYENLERİN ELİNDEN, VERDİĞİ NİMETLERİ ALMASINI DA BİLİR
Toplum olarak her şeye karşı olmayı maharet bilmeye başladık.
Hayatın kolaylıkları da zorlukları da var malum.
Elbet kolaylıklardan istifade ederken, zorlukları aşmanın yollarını da arayacağız.
Körü körüne zorluklara rıza göstermeyeceğiz.
Ama, her şey dozunda olacak.
Biz kızdığımız zaman, muhatabımızın her şeyini eleştirmeye başlıyoruz. Sevdiğimizde de her şeyini savunmaya çalışıyoruz.
İfrat ve tefritten kaçınmamız lazım.
Sevgi ve nefrette aşırılık.
"Bir insan birine kızdığında yediği şapur-şupur, yürüdüğü tapur-tupur gelir" demiş atalarımız.
Evet, öyle ama biz aklımızı, ferasetimizi, basiretimizi kullanarak aşırılıklardan kaçınmamız lazım.
Adam ömründe görmediği zenginliği yaşıyor, "Açız, açızzz" diye feryat ediyor.
"Nasıl açsın" diyorum.
"Ev alırken kredi çektim, araba aldım kredisi bitmedi. Yurt dışına tatile gittim, elimdeki paralar bitti,. açım aç" diyor.
Yediğini yemiş yok, giydiğini giymiş yok.
Bunları konuşunca da "Ne yani, ekonomi iyiye mi gidiyor" diye tuhaf tuhaf bakarak soruyor.
Yahu, bunların hepsi ayrı ayrı irdelenmesi gereken konular.
Mesela, devletin böylesine hovardaca kredi kapılarını açık tutması doğru mu, yanlış mı? Tartışmalıyız.
Devlet bu kapıyı açmışsa, kişilerin böyle hesapsız davranması tartışılmalıdır.
Ekonomideki gelişmeler apayrı bir zeminde tartışılmalıdır. Çünkü bunun o kadar çok bileşeni var ki. Bizler sadece farkettiklerimizi konuşuyoruz. Mesela, dünya devletleri pandemi şartlarında kıvrım kıvrım kıvranırken, biz savunma sanayiine, İHA ve SİHA yatırımlarına hız vermişiz. Bu yatırımlar pulla olmuyor tabii, parayla oluyor. İçeriden muhalefet ekonomi batsın diye çalmadık kapı bırakmıyor, ülkeyi şikayet edip dış müdahale çağrıları yapıyor, dışarıdan Türkiye'yi kontrolden çıkarmamak için akla hayale gelmedik hesaplar, planlar yapılıp, uygulanıyor.
Böyle bir sırat köprüsündesiniz ve sizi orada dengede tutacak unsurların hırsları çok fazla.
Seçimle geliyorsunuz yönetime.
Seçimi teşkilatlarla yapıyorsunuz.
Onları memnun edemezseniz, ayağınız kayıyor.
Sırattan düşüyorsunuz adeta.
Hiçbir yanlışa gerekçe olsun diye söylemiyorum.
Ama, dünyanın bu kadar güçlü devletlerin elinde oyuncak olduğu çağımızda bizim gibi ülkelerin milli kimlik ve politikalarla ayakta kalması çok ama çok zor.
Bir de tek temel dayanak olan halkımızın yanlışlara bakıp, doğruları da görmezden gelerek tepki kervanına katılması var ya. En zor olanı da bu.
Korkarım, biz ikinci bir Abdulhamit dramını yaşayacağız.
Sonu Sevr gibi olmaz inşaallah.
Ahmet Karakaşlı
Yorum yazarak Manşet Aydın Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manşet Aydın hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manşet Aydın editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manşet Aydın değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Manşet Aydın Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manşet Aydın hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manşet Aydın editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manşet Aydın değil haberi geçen ajanstır.